Saç bakımı nasıl yapılmalıdır?

Doğal saç bakımının ayrıntıları...

Saç Dökülmesini Önlemek İçin Beslenme

Saç dökülmesini engellemek için neler tüketilmelidir, nasıl beslenilmelidir. Ayrıntılar bu yazıda...

Saç uzatmak için doğal maske

Saçlarım uzamıyor diyenler bu maske reçetesini evde kolayca uygulayabilirler...

Saç maskelerinin kullanımı

Saç maskeleri nasıl uygulanılmalıdır, nasıl kullanılır. Detaylar için ziyaret ediniz.

Küt Saç Modelleri Kime Yakışır?

Sezonun modası olan düz, dalgalı ve asimetrik kesim küt saç modelleri kimlere, hangi yüz modellerine yakışır...

30 Temmuz 2014 Çarşamba

Uykuda zayıflama


Uykuda zayıflama deyince ilk akla gelen yatarak zayıflama olsa da, uykuda zayıflama yöntemi zannedildiği gibi bir şey değil. Vücudumuzun karanlıkta melatonin ürettiği bilinmektedir. Melatonin kan dolaşımı yardımıyla hücrelere ulaşır ve hücrelere gece olacağının sinyalini verir. Hücreler bunun sonucunda metabolizmalarını geceye uyarlarlar.
Büyüme hormonu uykuya yattığımızda devreye giriyor. Gece boyunca bu hormon örneğin kaslarda gereken bütün onarım önlemlerini alıyor. Tüm bu işler için enerji gerekli. Bu enerji nereden sağlanıyor? Tabii ki yağ rezervlerinden.
Yağ yakabilmemiz yani zayıflayabilmemiz için rezervlerimizdeki yağların engellenmemesi gerekir. Akşamları çok geç saatte alınan karbonhidratlı besinler bu yağ yakımını engellerler.
Uykuda zayıflama için yapılması gerekenler
  • Akşam yemeğini erken saatte yiyin: kışın 18.30 – yazın en geç 20.00. Bu şekilde sindirim metabolizmasının akşam erkenden işini bitirebilmesi için yeterince zamanı olur.
  • Akşam yemeklerinizde karbonhidratsız ve bol proteinli besinler tüketin.
  • Uyku öncesi egzersiz yapın. Bu büyüme hormonunun salgılanmasını hızlandırır.
  • Geç yatmayın. 22.00′den önce uyuyun mümkünse.Büyüme hormonu uyumaya başladıktan 1.5 saat sonra derin uyku sürecinde çalışmaya başlar ve bunun için harcayacağı enerjiyi doğrudan yağ depolarından alır.
Diyet
Her uzman farklı bir diyet öneriryor günümüzde. Bu diyetle zayıflama işi günümüzde tam bir kaosa dönüşmüştür. Eski insanlar formlarını günde 2-3 öğün yemek tüketerek ve akşam yemeğini erken tüketip yatma kalkma ve diğer faaliyetlerini aşağıda anlattığımız şekilde ayarlamışlar. Bu metod her zaman %100 işe yaramıştır.
Gün içinde dikkat edilmesi gerekenler:

  • Sabahları erken kalkmaya çalışın.
  • Gün içerisinde mutlaka hareket edin. Spor yapabilirsiniz veya bedeninizi yoracak çalıştırarak herhangi bir uğraşa sokabilirsiniz.
  • Akşam yemeğinden sonra tatlı, siyah çay, kola, kahve gibi alımlardan uzak durun mümkün olduğunca.
  • Siyah çayı sabah kahvaltı ve yemek öğünlerle beraber içmeyin.
  • Midenizi tıka basa doldurmayın. Ara öğünlerde mutlaka su için.
Zayıflamak istiyorsanız öncelikle aşağıdaki şartları içinizde benimsemeniz gerekiyor.
  1. Sabırlı olmalı
  2. Disiplinli olmalı
  3. Azimli olmalı
  4. En az 4 hafta geçmiş olmalı ve bu zaman zarfında programı sürekli uygulamalı.
Aksi takdirde 1 hafta sonra ben sonuç alamadım şeklinde bir cümle ile diyeti sonlandırabilirsiniz. Kaldı ki bu zayıflama metodunda yemek listesinde şunu veya bunu tüketme şeklinde bir ifademiz yoktur. Elbette sağlıklı gıdaları tüketmenizi öneriyoruz. Fakat daha önemli olan yukarıda bahsettiğimiz genel akşam yemeği ve uyku metodudur. Sonuç alamayacağınızı düşünüyorsanız mutlaka deneyin. Kayıp edecek hiçbir şeyiniz yok.
Bunun gerçekleşebileceği iddia ediliyor. Uykunun en uzun yağ yakma evresi olduğunu belirten uzmanların önemli birkaç şartı var; beslenme düzeninizi yeniden organize etmeli ve egzersiz yapmalısınız.

Diyet Yaparken Şaç Dökülmesi


Diyet yapan bayanlara saç sağlığını korumak için öneriler
Dengeli beslenerek hem kendi sağlığınızı hem de saçlarınızın sağlığını koruyabilirsiniz. Bunun için öncelikle B grubu vitaminlerin bulunduğu tahıl ve süt ürünlerine beslenmenizde mutlaka yer vermeli, ayrıca çinko içeren deniz ürünlerini, folik asit ve demir içeren koyu yapraklı sebzeleri ve protein içeriği ile zengin baklagilleri tüketmeniz önerilir.
B vitamini saç tellerinin güçlenmesi için büyük ölçüde destek sağlıyor. Biyotin saçlar için mükemmel bir kaynak. A ve C vitamini takviyesiyle nemlendirici ve parlaklık artırıcı etkiyi saçlarınızda hissedebilirsiniz. Omega 3 yağ asidi, çinko ve demir içeren besinler de tüketmeye özen gösterilmesi gerekenlerden.
Saç yapısı için gerekli olan proteinin azalması durumunda saç oluşumu durabilir. Böyle bir beslenme düzenine geçerseniz bir kaç ay içerisinde saç ömrünüz kısalıp saç dökülmesi sorunu başlıyor. Öncelikle beslenme içeriğinize dikkat ettikten sonra, saçlarınıza düzenli bakım yapabileceğiniz saç bakım ürünleriyle saç köklerinize destek verebilirsiniz. Ayrıca, saç bakım ürünlerinde bitkisel içerikli olanları kullanmaya dikkat etmek gerekiyor ve bitkisel vitamin takviyesi olan ürünlerden özellikle saç dökülmesine odaklanan ürünleri kullanmak önemlidir.

Günlük Cilt Maskesi

Yüzünüzün daha güzel görünmesi, insanların size hayranlıkla bakmalarını, karşı cinsin cildinizi beğenmesini  istiyorsanız bu yazımızı mutlaka okuyun. Sabahları cildimizi saf suyla yıkamamız gerekir. Saf su yoksa eğer çeşme suyuyla yıkanabilir. Daha sonra nemlendirici kullanarak nemlendirmeliyiz.
Göz altlarını  masaj yapar gibi temizlemeliyiz. Peeling etkileri çok önemlidir. Cildinizde sorun yoksa ayda bir yada iki ayda bir hafif peeling yapılmalıdır.
Cildiniz çok sorunluysa, siyah nokta varsa, akne varsa yada ölü tabaka çok yoğunsa, cildiniz üzerinde kuruluk varsa önce cildi nemlendirip onu üzerine peeling yapılmalıdır.
İyi nemlendirme veya temizlemeyle birçok cilt probleminin üstesinden gelinebilir. Özellikle makyajın çok iyi temizlenmesi gerekir.
Toplumda şöyle bir yanlış var. Bazı insanlar daha çok gece cilt bakımı yapmaktadır. Özellikle yirmili yaşlarda gece kremi kullanılmamalıdır. Tabi otuzlu yaşlarda yine gece kreminin kullanılmaması gereken yaşlar. Gece kremi kırklı yaşlardan sonra kullanılmaya başlanmalıdır. Basit bir nemlendiriciyle cilt nemlendirilebilir. Yatarken temiz bir cildin üstüne basit bir nemlendirici kullanılması yeterlidir. Gece kremi kullanmaya kesinlikle 40 yaşından önce başlanmamalıdır. Gece cildi temizledikten sonra uygun bir nemlendirici uygulanabilir. Fakat göz altı ve şakak bölgesine biraz lenf drenajı yapılabilir.
Böylece yüzün dolaşımı çok daha iyi olur, göz altı morlukları daha az olur. Bu uygulama gelecek için çok iyi olacaktır. Bu uygulamalar pahalı kremlerin bile önüne geçebilir, ve çok kolay yapılabilen işlemlerdir. Tabiki doğru zamanda ve yaşta bunları uygulamak gerekir. Lenf drenajı denen şey göz içinden başlayan yani göz altına günde yirmi otuz tur masaj yapmak ve daha sonra şakaklarda da yirmi otuz tur masaj yaparak sonlandırmaktır. Bu uygulamanın mutlaka her gece yapılması gerekir. Gün içinde de yapılabilir fakat zamanınız yoksa gece mutlaka yapın.Bu uygulamayı gece yatmadan önce yapmak gerçekten çok yararlı olacaktır.

Zayıflama ürünleri kullanırken dikkat edilmesi gerekenler

Zayıflama ürünleri kavramı, zayıflama ilaçlarından, aktarlarda satılan karışımlara, zayıflama çaylarına kadar çok geniş bir pazarı kapsamaktadır. Bitkisel kaynaklı zayıflama ürünlerinin bazıları senelerdir kullanılmakta ve yararlı olduğu bilinmektedir. Bunların haricinde birtakım doğal bitkisel ürünler kullananlar üzerinde ciddi yan etkilere neden olabilirler.
Zayıflama Ürünlerinde dikkat edilmesi gereken durumlar:
  • Bitkisel ürünler bir ilaç gibi düşünülerek, doğru kullanılmadığında veya büyük dozlarda alındığında ciddi sağlık problemlerine neden olabilmektedir.
  • Bir ürünün üzerinde “doğal” olduğunu belirten bir etiketin bulunması onun güvenli olduğunu göstermez. Örneğin kava ve eşekkulağı bitkisi ciddi karaciğer hastalığına neden olabilmektedir.
  • Bu ürünler ilaç gibi etki gösterebilirler. Hamile kadınlar veya emziren anneler özellikle dikkatli olmalıdırlar. Ayrıca kullanılan ilaçlarla etkileşerek, zararlı olabilmektedirler.
  • Birçok bitkisel kaynaklı ürünlerin içerisindeki aktif madde bilinmemektedir. Bu ürünlerin içerisinde onlarca, yüzlerce madde veya bileşik bulunmaktadır. Bilim adamları yararlı olduğu ileri sürülen ürünler içerisindeki bileşenleri tespit etmeye çalışmaktadırlar.
  • Araştırmalar sonucu doğal bitkisel ürünlerin etiketleri üzerinde belirtilen bileşiklerin haricinde daha birçok maddeler tespit edilmiştir.
  • Birtakım doğal bitkisel ürünlerin içerisinde metaller, etiketsiz ürünler, mikroorganizmalar ve diğer maddeler bulunmaktadır.
Sık kullanılan ilaçlardan biri olan sinameki, vücuttaki suyun atılmasını hızlandırıcı etkiler içermektedir. Kullanılan diüretik çaylar (idrar söktürücü zayıflama ve form çayları) bağırsaklarda bulunan “mikrovillus” adı verilen tüycüklerin kısalmasına ve düzleşmesine, dolayısıyla kabızlığa yol açmaktadır. Sinameki kullanıldığı zaman besinlerin emilimlerinde sıkıntılar yaşanabilir. Örneğin potasyum emilimi azalınca kalp kaslarına olumsuz yönde etki eder. Sonuç, kalp hastalığına kadar gidebilir.

Temel Cilt Bakım Ürünleri

Sağlıklı bir cilde sahip olmak için cildinize çok dikkat etmeniz gerekir. Cildimiz tüm dış etkilere açık ve bizi bunlardan koruyan en büyük organımızdır. Bazı bölgeleri elbiseler ile örtülü olduğundan, devamlı olarak bu dış faktörlere açık olan yüz ve eller, özel önem kazanır. Ayrıca boyun, göğüs bölgesi ve sırt da giyim ve mevsime bağlı olarak önem kazanır. Burada yazın UV karşı cilt korumasından söz etmeyeceğiz.
Cilt sağlığında en önemli şeylerden birisi, cildin temizlenmesidir. Burada amaç; cildin su ile yıkanması değildir. Tüm gün boyu cilde gelip yapışan tozların, kimyasal maddelerin, mikropların cildin koruyucu pH’sını bozmadan uzaklaştırılması demektir. Yine cildin salgıladığı yağ ile birleşerek ciltteki gözenekleri tıkayan kir ve bakterilerin buradan uzaklaştırılması anlaşılmalıdır. Bu işlem sırasında cildin doğal nemi azaltılmamalıdır.
İyi bir cilt bakımında 4 aşama vardır.
Bu amaçla kullanılan kozmetik ürünler temizleyiciler (cleanser) dir: Ciltteki kirleri, makyajı ve diğer olmaması gereken maddeleri buradan temizlerler. En büyük özellikleri, cildin doğal yağını tamamen almamaları ve kolayca yıkanıp gitmeleridir. Bu ürünler cilde nem vermezler. Günde 2 kez bu ürünlerin kullanılması ve cildin temizlenmesi önerilir.
Toner’ler: Ciltte kalan makyaj artıklarını ve eser miktarlardaki kimyasal kalıntıları temizlerler ve cildin nemini sağlar. Cilde yenilenmişlik, tazelik hissini verir. Cildin en üst katmanları ölü hücrelerden oluşursa da, bu tabakalar cildin doğal neminin korunmasında önemlidir. Tonerler nemin, cildin derinliğine işlemesini ve kalmasını sağlarlar. Alkol içermeyenleri tercih edilmelidir. Alkol cildi kurutabilmektedir.
Cildin üst katmanlarındaki ölü hücreler belirli aralıklar ile dökülürler. Ancak herhangi bir nedenle dökülmezler ise,
kalın katmanlar oluştururlar. Bu tabakaların fazla kalın olması, ciltteki gözeneklerin daha belirgin olmasına, cildin daha soluk ve renksiz görünmesine neden olur. Bazı soyucu (exfoliant) kozmetikler, bu katmanları ortadan kaldırır. Bir çok bitkisel sütler ve asitler, bu amaçla yaygın olarak kullanılırlar. AHA ve BHA içeren exfoliant’lar içerdikleri kimyasal madde konsantrasyonu ve pH’larına göre daha derinlere kadar soymak yeteneğine sahiptirler. Bazı ciltlerde aşırı etkiler yaratabilir ve yanıklar oluşturabilirler. Bazı exfoliantlar pürtüklü yapılar içerirler. Bu tip ürünler yeni hücrelerede zarar verebilmektedir. Exfoliantların bir başka özelliğide ciltte yenilenmeye neden olmaları ve yeni oluşmakta olan kırışıkların da giderilmesini sağlamalarıdır. Kullanılan ürünün tüpüne ve kullanım önerilerine göre kullanılmalıdırlar.
Cildiniz için kullanacağınız bir diğer kozmetik yardımcı da nemlendiricilerdir (Moisturizers). Nasıl tüm bedeniniz hücrelerinin bol bol suya ihtiyacı varsa, direk dış ortam ile karşı karşıya olan ciltte nem ihtiyacı fazladır. Nemlendiriciler cildin ihtiyaç duydukları nemi sağlarlarken aynı zamanda da cilt için son derece zararlı olan UV ışınlarına karşıda Güneşten Koruma faktörü (SPF) içerirler. Gece kullanılan ve daha yoğun nem sağlayan kozmetik ürünler ise cildin su dengesini sağlamada özel bir yere sahiptir. Su dengesi sağlanmış bir ciltte görünüm daha ipeksi ve parlak olurken, kırışık oluşumu da azalacaktır. Nemlendiricilerin günde 2 kez kullanılmaları genelde önerilmektedir. Kullanılan ürünün özelliklerine ve kullanma talimatına göre ürünleri kullanmanız gerekir. Nemlendiricilerde özellikle son yıllarda doğal kaynaklar kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları Aloe Vera, Jojoba yağı ve papatyadır. Ayrıca vitaminler, antioksidan maddeler bu tip ürünlerde yer alırlar.
Genelde nemlendiriciler renksiz ve kokusuzdurlar.  Gündüz nemlendiricilerinde mutlaka SPF olmasına gece nemlendiricilerinde ise daha yoğun nemlendirici özellikler olmasına dikkat ediniz.

Kozmetik ve Cilt Sorunları

Herhangi bir güzellik ürünleri mağazasına gidip uçuk ücretler karşılığında bakım setleri, makyaj malzemeleri v.b ürünler aldınız. Bu ürünleri seçerken kaliteli ve doğal olmasına, cildinizde herhangi bir sorun yaratmaması ihtimaline dikkat ettiniz.
Ürünleri kullandıktan yaklaşık 48 saat sonra cildinizde yanmalar hissetmeye başladınız. Gözle görülür kızarıklıklar belirmeye başladı. Vakit ilerledikçe cildiniz daha sorunlu bir hale dönüştü. Bu durum kadınlar arasında oldukça yaygın olarak yaşanan bir problem. Alerji!
Kullandığınız güzellik ürünleri cildinizde alerjik reaksiyona neden oldu. Fakat siz bu ürünleri seçekerken çok da dikkatli davrandınız? Özellikle, herhangi bir alerjik etki yaratmaması için hipoalerjenik ürünler seçtiniz. Bu ürünlerin bu kadar sağlıklı görünüp, cilt sorunlarına yol açması şaşırtıcı değil mi?
Kozmetik Ürünler Sağlıklı mı?
Bayanlar güzel ve çekici görünmek için birçok güzellik ürünü kullanmakta. Peki bu ürünler ne kadar sağlıklı?
Dünyada kozmetik ürünler üzerinde denetim uygulayan çok az gelişmiş ülke var. Bunlardan birisi ABD. ABD yaptığı araştırmalar da güzellik ürünleri içerisinde bulunan 900′e yakın bileşenin toksin içerdiğini belirtti. Fakat bu ifade fazla dikkate alınmamış olacakki; ABD’de geçen yıllara nazaran satılan kozmetik ürün miktarı %21 artış
gösterdi.
Bilhassa ülkemizin gıda denetimlerinden bile yoksun olduğunu düşünürsek, güzellik ürünleri üzerinde bir denetim uygulamasını beklemek hayal olur.
Doğal olmayan veya ucuz diye aldığınız güzellik ürünleri ve içerisindeki bileşenler, bağışıklık sisteminiz tarafından ” tehlike ” olarak görülür. Vücut kısa bir süre içerisinde bu maddelere karşı savunmaya geçer ve tepki ( alerji ) vermeye başlar. Bu da dermatit sorununun başlangıcıdır.
Kozmetik ürünler iki tip alerjik reaksiyona neden olabilirler. Bunlardan ilki ve en yaygın olanı, “alerjik kontakt dermatit” dir. Terimdende anlaşılacağı gibi bu tip dermatit direkt olarak kozmetik ürünün yol açtığı tepkimedir. Kullanılan ürün ve içerisindeki maddeler ” zararlı ” olarak görülür. Vücut kısa bir sürede tepki verir. Vücudun verdiği bu tepki sistem tarafından hafızaya alınır. İleriki günlerde bu malzemenin tekrar kullanılması aynı reaksiyonun daha hızlı gelişmesine neden olur.
İkinci alerjik reaksiyon; İrritan kontakt dermatit ise güzellik ürünleri içeriğindeki “tahriş edici” maddelere bağlı olarak ortaya çıkar. Cilde dışardan temas eden bir takım tahriş edici maddelerin oluşturduğu immünolojik olmayan, yani bağışıklık sistemi tarafından başlatılmayan reaksiyonlardır. Tüm kontakt dermatit olgularının ortalama %70’ini oluşturur. Maddelerin toksik etkisine bağlı olarak ortaya çıkar. Önceden duyarlılık kazanılmış olması gerekmez ve maddeyle ilk kez temas edilmesi sonrasında bile meydana gelebilir.
Alerjik Sorunlarda Ne Yapmalıyım?
Bu gibi cilt sorunları yaşıyorsanız en kısa zamanda bir tedavi merkezine gitmelisiniz. Uzman bir hekim tarafından yapılacak yama testi sayesinde vücudunuzun hangi maddelere karşı hassasiyet gösterdiğini öğrenebilirsiniz.
Alerjik rahatsızlıkların kalıcı bir tedavisi yoktur, bu nedenle cildinizde tepkimeye yol açan maddeleri içeren doğal güzellik ürünlerinden, bakım setlerinden uzak durmanız gerekli.
Nasıl Korunmalıyım ?
Öncelikle pazarda, sokak aralarında, marketler de satılan güzellik ürünlerinden uzak durmalısın. Kaliteli ve dermatolojik testlerle kendisini kanıtlamış ürünlere yönelmelisin. Her ihtimale karşı aldığın ürünü öncelikle, baldır içlerinde ya da koldaki pazu bölgesinde denemelisin. Herhangi bir alerjik tepkime yaşanmıyorsa gönül rahatlığı ile yüzüne sürebilirsin.
Güzelliği yakalamak için kullanılan bu ürünlerin seçimine dikkat ettiğiniz kadar, kullanım sıklığına da özen göstermelisiniz. Doğal güzellik sadece makyaj malzemeleri ile sağlanamaz. Sağlık; güzelliğin ilk şartıdır.Bu nedenle bakım setleri dışındaki güzellik ürünlerini hergün uygulamak yerine ihtiyacınız oldukça uygulamanızda fayda var.

Doğal Güzellik Ürünleri

Bitkileri sadece besin açısından değerlendirmek yerine,  onların aynı zamanda  birer doğal güzellik ürünüolduğundan bahsetmek yanlış olmaz sanırım.  Birçok bitkinin çiçeğinden, yaprağından, meyvesinden ya da kökünden hazırlayabileceğiniz çaylar, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek hastalıkları daha sağlıklı ve hızlı bir şekilde atlatmanızı sağlayabilir.  Bunun yanı sıra bitkilerden hazırlayacağınız doğal güzellik maskeleri ile mükemmel bir cilde sahip olabilirsiniz.



Sizler için, doğal güzellikte ki bir kaç bitkiyi mercek altına yatırdık, en yaygın olarak tüketilenlerin kullanım alanlarına, özelliklerine şöyle bir baktık.
Gül ( Rosa damescena ) 
Asırlardır kozmetik piyasasında güzellik ürünü olarak kullanılan gülü, çay formunda sıcak bir bardak içecek olarak da tüketebilirsiniz.
Bunun için aktardan alacağınız bir avuç dolusu kuru gülü tohumlarından ve sap kısmından ayıklayarak bir litre kaynamış suyun içerisine ekleyin. Nefis aroma ve lezzetinin ortaya çıkması için 5 dakika demlendirin.
Bu romantik çiçekle yapılan çay, sakinleştirici ve rahatlatıcı etkisiyle endişeli dönemlerde yardımcınız olabilir. Ayrıca gülün boğaz enfeksiyonlarına ve öksürüğe de iyi geldiği biliniyor. Gül çayı bulantı önleyici ve serinletici olarak da kullanılıyor.
Stresli anlarınızda gerilen yüz kaslarınızı gevşeterek, alın ve göz çevresindeki kırışıklık oluşumunu engelliyor.
Yaseminli Yeşil Çay ( Rosa damescena )
Yasemin ve krizantem çiçeğinin, güzellik uzmanları tarafından, doğal güzellik ürünü olarak kullandığından haberdarsınızdır umarım.  Cilt bakımının yanında bu doğal ürünleri, özenle sarılmasıyla hazırlanan çay topçukları halinde sıcak suyla buluşturarak tüketebilirsiniz.
Yeşil çayın mucizevi faydalarını yaseminin rahatlatıcı harika kokusuyla birleştiren bu çay, cam bir bardakta demlendiğinde nefis bir de görüntü sağlıyor.
Hatmi Çiçeği ( Althaea officinalis )
Daha çok dudak güzelliği ve ağız – solunum yolu tedavilerinde kullanılıyor.  Yaz aylarında pembe, mavi, beyaz çiçekler açan bu bitki aynı zamanda şifalı bir çay olarak da tüketilebilitor.
Antikçağdan beri solunum yolu rahatsızlıklarını tedavi etmek amacıyla kullanılan hatminin latince anlamı, ” şifalı ” olarak biliniyor.
Hatmi çiçeği, içeriğinde antihistaminik bileşenler bulunuyor. Özellikle kuru öksürüğe ve ağız içi mukoza yaralarına karşı kullanılıyor. Dudak bölgesinde ki yara oluşumlarını engellediği için doğal güzelliğin bozulmasına izin vermiyor.
Papatya Çayı ( Matricaria chamomilla )
Papatya çayı yaygınlıkla sakinleştirici, rahatlatıcı, uykuya yardımcı olarak kullanılıyor. Yapılan son araştırmalar, papatyanın kasları rahatlatıcı etkilerinin olduğunu ortaya koyuyor. Soğuk algınlığına da iyi gelen papatyanın bu etkisinin antibakteriyel özelliklerinden kaynaklanabileceği ifade ediliyor.
Papatya çayı, parazitlerin vücuttan uzaklaştırılmasında çok etkili.
Bunun yanında doğal güzellik ürünü olarak satılan papatya özleri, diş eti bakımı, diş sağlığı için kullanılıyor.
Yeşil Çay ( Camellia sinensis )
Antioksidan içeren bitkiler arasında en üst sıralarda yer alan yeşil çay aynı zamanda üzerinde en çok araştırma yapılan bitkilerden biri. Bildiğimi siyah çayla arasındaki fark sadece işlenme tekniği. Yeşil çay, siyah çaya göre daha az işlem görüyor. Bu da onun antioksidan değerlerini korumasını sağlıyor.
Yeşil çayın ana bileşenlerinden biri olan EGCG’nin kanser önleyici etkileri araştırılıyor. Ayrıca bu bileşimin yağ yakımına yardımcı olarak kilo kontrolünü sağladığını da gösteriyor. Bu da yeşil çayın, güzellik ürünü maddelere yardımcı besin olarak kullanımını yaygınlaştırıyor.
Bunun yanı sıra kas yenileyici özelliği sayesinde daha sıkı bir bedene sahip olmanıza yardımcı oluyor.
Ada Çayı ( Salvia officinalis )
Doğal güzellik ürünleri arasında adı pek anılmasa da bu ürünleri vücut içinden destekleyecek bir çok bileşime sahiptir. Tüylü ve beyazımsı yapraklara sahip olan adaçayı, ülkemizde bolca tüketiliyor. Sıcak suda demlendirilerek içilen çayı antiseptik ve antibakteriyel özelliklerinden dolayı; ağız, boğaz, diş eti enfeksiyonlarında kullanılıyor.
Vücuttaki toksinlerin atılmasına da yardımcı olan bu şifalı bitkinin, sakinleştirici özellikleride biliniyor.
Ihlamur ( Tilia tomentosa )
Haziran ayında sokakları mis gibi kokularla dolduran ıhlamur çiçekleri, kurutulup kış boyunca şifalı çay olarak ülkemizin hemen her yerinde yaygın bir şekilde tüketiliyor.
Bağışıklığı güçlendiren, göğüs yumuşatıcı özelliği bulunan ve terlemeyi sağlayan ıhlamur çayı özellikle soğuk algınlığına karşı baş yardımcımız.
Doğadan gelen bu güzellikler sayesinde hem doğal güzelliğe hem de sağlıklı bir bedene sahip olabilirsiniz.

Güzellik Nedir?

Birçok kişinin aklını kurcalayan bir soru olsa gerek. Güzellik nedir? Kime güzel denir? Doğal güzellik ne anlama gelir… Bu sorular bu şekilde devam eder gider.
Güzellik denilince genelde, “Güzellik göreceli bir kavramdır. Kişiye göre güzellik değişir.” bu cümleyi duyarız. Tamam doğru olabilir fakat güzelliğin keskin ve su götürmez ölçütleri de mevcuttur. Bu ölçütler çoğu toplum tarafından da kabul edilmiştir.
Hayatımızda ilk sıralarda yer almasa da sağlık, mutluluk ve paradan sonra güzelliğin geldiğini açıkça söyleyebiliriz. Geçmişten günümüze güzelliğin tanımı, daha çok matematiksel oranlarla ve simetriyle ifade edilmeye çalışılmıştır. Gerçekte güzellik; içimizi ısıtan, gözlerimizi renklendiren, bizi keyiflendiren, ruhumuzda estetik bir his uyandıran duygudur.
Yalnız somut güzellik yani yüz güzelliği tek başına bir işe yaramaz, insanın ruh güzelliği bedenine yansır ve karşısındaki kişinin onu ” güzel ” olarak görmesine sebep olur. Bunun yanında benim hoşuma giden herşey bana göre güzeldir de diyebiliriz.
Güzellik kavramının somut öğeleri; ses, yüz, vücut, zerafet, görünüm ruhsal güzellikle bütünleşmediği sürece simetrik bir varlık olarak kalırlar. İnsanlar zerafetlerini, mimiklerini, seslerini ruhsal dürtüleriyle meydana getirmektedirler.
Burada şunu söyleyebiliriz simetriler somut güzelliği, ruh güzelliği ise cazibeyi doğurmaktadır. Ve yine bu ifadeye göre ruhsal güzelliğin sonsuz olduğunu, somut güzelliğin ise zamanla tükenebileceğini belirtebiliriz.
İşte tüm bu tespitlere dayanarak, çoğu insanın aslında karşısındakinin cazibesine yani ruh güzelliğine kapıldığını söyleyebiliriz. İnsan vücudunda karar mercii sadece göz değildir. Beyin, kalp hatta ciğerleriniz bile bu karara ortak olmaktadır.
Ruh güzelliğinizin herhangi bir kozmetiğe ihtiyacı yoktur, o sadece sevinçlerinizden, kahkahalarınızdan ve yaşama azminizden beslenir. Fakat fiziksel güzellik geçici bir özellik taşıdığından bedene sürekli olarak bakım uygulamak gerekir.
Fiziksel güzellik için; beslenme, cilt bakımı, saç bakımı, kozmetik, egzersiz, temizlik, diyet, moda v.b bir çok uygulamaya özen gösteririz.
Cilt bakımı bu uygulamaların başında yer almaktadır. Bakımlı bir cilt ve doğal güzellik için temizlik ilk şartımızdır. Bedenimizi saran cildimize ne kadar özen gösterirsek, o kadar sağlıklı görünürüz.
Cilt temizliği için birçok doğal güzellik ürünü mevcuttur. Bunlar arasında süt ve tonik piyasada bulunmaktadır. Bunun yanında ıhlamur, gülsuyu gibi doğadan gelen güzellik ürünleride uzmanlarca tavsiye edilmektedir.
Bayanların vazgeçilmez bir parçası haline gelen makyaj listemizde ikinci sırada yer alıyor. Doğal ürünler ile yapılan makyajlar her zaman daha sağlıklıdır. Burada önemli olan gece yatmadan önce makyajınızı temizlemenizdir. Yoksa cilt problemleriyle uğraşmak zorunda kalabilirsiniz.
Diyet ve beslenme insan sağlığı açısından büyük önem teşkil etmektedir. Bununla beraber fiziksel güzelliğinizin ölçütlerini belirleyen ana öğelerden biridir. Sağlıklı beslenme ile olağan kilonuzu korumalı fazla yağlanmadan kaçınmalısınız. Selülit v.b problemlerin beslenme ile alakalı olduğunu unutmayalım.
Yüz güzelliği ve temizliği için doğal güzellik ürünlerini, maskeleri deneyebilirsiniz. Tabii uygulamada n önce uzmana danışmakta fayda var. Evde tamamen doğal malzemelerle hazırlanmış kürleri, maskeleri belirli zaman aralıklarda yüzünüze uygulayarak yüz güzelliğinizi koruyabilirsiniz.
Bunlar dışında moda, giyinme, estetik operasyonlar gibi uç noktalara da dikkat etmek gerekir. Şahsen çok mecburi kalmadıkça estetik operasyona kalkışmanızı istemem. ” Kaş yapayım derken göz çıkardım” olayına dönmesin.
Güzellik, fiziksel güzelliğin ruh güzelliğiyle birleşmesi sonucu ortaya çıkan keyif veren bir histir. Bu tanımı dikkate alarak, güzelliğin fındık burundan, ince belden, dolgun kalçalardan ibaret olmadığını anlatabilmişimdir umarım.
Sağlıklı ve güzel bir bedene sahip olmak istiyorsanız doğal bakım ürünlerini uzman tavsiyeleriyle birleştirip uygulayabilirsiniz.

İpek boyası ile fular yapımı

Yaz mevsiminin sıcaklığı insanları insanları çılgınca şeyler yaratmaya zorluyor. Yazın; gündüzünde, gecesinde, karasında, denizinde pareo’lar kullanılıyor. Mayo üzerinde kullanılan pareo’lar ipek boyasının nüansları ile zevki, güzelliği ve inceliği yansıtıyor.
Harika desenler oluşturmak için ipek boyasını ve kolay olan bağlama tekniğini seçerek kendinize her zaman kullanabileceğiniz pareo’lar, uzun ve kare fularlar yapabilirsiniz.
Kontras renkleri bir arada kullanarak mayo ve giysilerinizi ipek boyasının büyüsü ile birleştirebilirsiniz. Kullandığınız kumaş ve ipek boyası ile ışığı geçiren, zevkli, huzur veren yaratıcı bir çalışmayla giysilerinizi süsleyebilme olanağı elde etmiş olursunuz. Kumaş olarak saten, krep, sifon, çin ipeği, ipek saten, sentetik ipek, çok ince pamuklu kumaşlar kullanılabilir.
Kullanılan Malzemeler:
Pareo ölçüsü: 150*100 cm.
Kare fular: 50 * 50 cm.
Uzun fular: 35 * 150 cm
Kare fular için:
50 * 50 cm. sifon kumaş beyaz iplik, mandal
ART-Fırça 110 No: 5 1 bardak su
DEKA – Silk 35 * 39 (leylak)
35-24 (şarabi)
35-71 (yağ yeşili)
35-74 (fıstık yeşili)

Yapılışı:
50 * 50 cm. beyaz kumaşın etrafı overlok ile temizlenir. Kumaş, gelişi güzel belirli yerlerinden iki boğumda iplikle bağlanır. Birbirlerine değmesinler diye diplerine mandal takılır. Renkler tespit edilir. Temiz bir bardak su alınır. Fırça suya batırılarak boğumlar biraz ıslatılır.
Birinci doğum leylak rengi, ikinci boğum şarabi ile boyanır.
Boğumlar boyandıktan sonra kurutulur. Mandallar çıkarılır ve kumaşın zemini su ile ıslatılır.
Yağ yeşili ve fıstık yeşili ile açıklı koyulu olarak kalın fırça yardımı ile gelişi güzel sürülür. Tamamen kuruduktan sonra iplikler çözülür. Ütü ile tersinden fikse edilir.
Kumaş gelişigüzel iki boğum yapılarak bağlanır.
Boğum leylak rengi ile boyanır.
Boğum şarap kırmızısı ile boyanır.
Mandallar çıkartılıp kurumaya bırakılır.
Zemin su ile ıslatılıp, açık yeşil ve koyu yeşil boya ile boyanır.
Kuruyan zeminden, sonradan iplikler çözülür.

Teknomodacılar Geliyor

İçinde bulunduğumuz yeni çağ, modacılar tarafından “dijital madde çağı” olarak nitelendiriliyor. Dünyada fütüristik tarzlar hakimiyet kuruyor. Değişen yaşam tarzları giysilerin şık olduğu kadar işlevsel ve rahat olmasını da zorunlu kılıyor. Moda başkentlerinde gündem belirleyen trend gözlemcileri ve trend öncüleri, gelecek yılların modasının “teknomodacılar”ın elinde olacağını söylüyorlar.



 Moda tasarımları artık biliminsanları ve teknolojinin yarattığı materyallerin birlikte kullanımıyla ortaya çıkacak. Bu yüzyılı yarılamadan yeni tarz modacılar görmeye başlayacağız. Teknolojik donanımları daha yüksek, kumaşın ve ipliğin dokusuna hakim, biliminsanına yakın tasarımcılar geliyor. Çünkü gelişen teknolojiyle birlikte kumaşların ve onları yaratan ipliklerin DNA’ları değişiyor. Modanın temelini oluşturan kumaş ve onun da temelini oluşturan iplik ve elyaf teknolojileri hızla gelişiyor. Araştırmalara milyarlarca dolar ayrılıyor. Bu eğilimin müthiş izlerini şimdiden görmeye başladık. Isıya duyarlı, sıcaklık arttıkça kendiliğinden şekil değiştiren kumaşlardan yapılan giysiler vitrinlerde yerlerini alıyor. Yatırımcılar gelecek yıllarda kumaşları bir tür bilgisayara dönüştürebilmenin planlarını yapıyorlar. Böylece iletişim ihtiyaçlarını üzerimizdeki kıyafetlerle çözmeyi hedefliyorlar. Bu “akıllı” materyaller boncuklanmıyor, buruşmuyor, leke tutmuyor; güzel kokular salıyorlar.

27 Temmuz 2014 Pazar

Argan Yağı

Fas'ta yetişen ve Argan ağacının meyvelerinden elde edilen Argan yağı kadınların güzellik amacıyla kullandığı bir yağdır ve UNESCO tarafından korumaya alınan Argan (Argania spinosa) ağacının meyvesinden elde edilir. Argan ağacının çiçekleri sarı ve yeşil renktedir. Argan yağının elde edilen meyvesi ise ceviz, badem gibi sert kabuklu bir meyvedir. Argan yağı % 100 doğal olup yüz, saç ve tırnak için çok faydalıdır. Kuru ciltli insanlar için eşsiz nemlendirici araçtır. Argan yağı cilde olağanüstü derecede canlılık verir. Bu bitki yağının faydaları yüzyıllardır ispat edilmiş ve bugün de geçerliliğini korumaktadır.


 Bilim adamlarına göre, bu yağ bin bir derdin ilacıdır. Argan yağı bir başka adı olan "Altın yağ" olarak da bilinmektedir. Bu doğal ürünü saçlardan itibaren avuç içleri ve tabanlara kadar sürmek mümkündür. Yağ nadir bulunan meyveden yapılır. Argan yağı kullanan kişinin başka kreme ihtiyacı yoktur. Cildi üst düzeyde nemlendirir ve gençleştirir. Cilt hücrelerini yeniler. Alın ve dudak çevresi kırışıklıkları azaltır. Genellikle kırışık oluşumunu engellemektedir. Şampuanın içine ekleyerek saçlara bakım yapmak saçların uzun süre sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Bu yağ kirpik ve kaşlara da besleyici olarak sürülebilir. Kirpik ve saçların dökülmesini önler. Kafa derisi sorunlarını ortadan kaldırır. Yanmış ve yıpranmış saçları onarır. Argan yağı doğumdan sonra oluşan çatlakların giderilmesinde de kullanılır.

Malzemeler: 

Bu organik yağın % 47 sini oleik asit (Omega 9), % 33,8'ni linoleik asit (Omega 6) oluşturuyor. Yağ asitlerine ek olarak Argan yağı çok yüksek oranda tokoferol (E vitamini), Steroller, Squalene ve polifenoller gibi çeşitli karmaşık bileşiklerden oluşmaktadır. Güzellik uzmanlarının göre, Argan yağı ile rekabet edebilecek herhangi bir ürün yoktur. Yatmadan önce cilde birkaç damla sürmek cildin yenilenmesi, yumuşaması ve rengini koruması yeterlidir.

Argan yağı yaşlanma karşıtı nemlendiricidir 

Argan yağı cildi yumuşatır, nemlendirir ve kurumayı durdurur. Gündüz ve gece kullanımı ile kuru ve nemli cilt arasında denge oluşturur. Geceleri tüm cilt tipleri için harika bir etki oluşturan argan yağı uyku boyunca da cildin yenilenmesini sağlar ve cildin yaşlanmasının önler.

Siyah noktaların, yüzdeki sivilcelerin ve boyun çizgilerinin giderilmesi: 

Argan yağı haftada 2-3 defa olmak üzere hafif masajla yüze sürülür. Maksimum etkinin sağlanması için çoğunlukla gece yatmadan önce kullanılmalıdır. Yüze sürmeden önce mutlaka yüzün temiz yıkanması şarttır. Kullanıldıktan sonra ise cildin pürüzsüz, yumuşak ve ipeksi oluyor.

Saç Bakım Maskesi Nasıl Kullanılır?

Saçınızın bakımını yapmanız için uygulayabileceğiniz pek çok bakım tekniği bulunuyor. Bu tekniklerin içerisinde bulunan saç bakım maskeleri şu sıralar kullanıcıları tarafından en çok tercih edilen ürünler arasında yer alıyor. Bu ürünler sayesinde saçlarınız pek çok açıdan çok daha iyi bir hal alıyor ve daha sağlıklı oluyor.


Saç bakım maskesi iyi bir şekilde uygulandığında çok daha iyi sonuç verebiliyor. Bu yüzden saç bakım maskesini nasıl kullanmanız gerektiği hakkında edineceğiniz bilgiler oldukça büyük önem taşıyor.

İlk olarak saçlarınıza uygulayacağınız saç bakım maskesi belli durumlarda uygulanmalıdır. Bu durumlar arasında hava değişikliği, ısı değişikliği, kirli hava koşulları ve bunlar gibi daha pek çok farklı durum vardır. Bu tür durumlarda saçlarınız zarar görür ve ekstra olarak bakıma ihtiyaç duyar. İşte bu noktada da saç bakım maskeleri oldukça işe yarar.

Saç bakım maskelerini uygularken saçınızın dibinden yani kökünden uçlara kadar sürmeniz gerekir. Buna çok dikkat etmeniz gerekir. Çünkü asıl bakım yapmanız gereken kısım köklerdir. Çünkü kökler saçınızın uzamasını sağlayan ana yerlerdir ve oraya yapacağınız bakım çok daha etkili olacaktır.

Saç bakım maskesini kökten uca doğru sürün. Daha sonrasında ise 2 dakika kadar saçınıza masaj yapın. Saçınız maskeyi iyice yediğinde ise ılık su ile durulayın. İşte bu basit uygulama sayesinde artık saçlarınız çok daha parlak, canlı ve sağlıklı olacaktır.

Saç Bakımı İçin Yapılması Gerekenler

Saç bakımında dikkat etmeniz gereken pek çok unsur vardır. Eğer bu konu hakkında bilgi sahibi olursanız, saç bakımınızı çok daha iyi bir şekilde yapabilirsiniz. Bu sayede saç dökülmesi, saç kırılması, saç kuruması gibi pek çok rahatsızlığa karşı önceden önlem alabilirsiniz. Kısaca sağlıklı ve bakımlı saçlara kavuşmak için uygulayacağınız bazı tekniklerden bahsedelim.


- Saçınızı çok fazla taramanız doğru bir hareket değildir. Çünkü saç taraması saçı yıpratır ve dökülmesine neden olur. Bu yüzden sadece şekil vermek istediğinizde taramanızda fayda vardır.

- En çok yapılan yanlışlardan birisi saçları çok sıkı olacak şekilde bantlarla toplamaktır. Bu hareket saç kırılmasına neden olur. Saçlarınızın açık kalması çok daha iyi bir tercihtir.

- Saç bakım ürünlerini seçerken özellikle doğal olmalarına özen gösterin. Birçok kimyasal madde saç dökülmesine neden olmaktadır. Örneğin saçınızı şekillendirmek için kullanacağınız bir bakım ürünü içerisinde silikon, amonyum ve sülfat gibi maddeler varsa saçınızın dökülmesine neden olacaktır. Bu sebepten dolayı sizde bilmeden saçınıza zarar vermiş olacaksınız.

- Saçlarınızı çok sıcak ya da çok soğuk suyla yıkamamanız gerekir. Saçlarınızı ılık suyla yıkamanız çok daha sağlıklıdır.

- Saçınızı daha parlak ya da daha dolgun göstermesi için kullanacağınız bakım kremlerini saç diplerine değil, saç uçlarına uygulayın. Çünkü bu kremlerin içerisindeki zararlı kimyasallar saç köküne etkide bulunabilir ve bunun sonucunda saç dökülmesi sorunu ortaya çıkabilir.

- Beslenmenizde özellikle protein ağırlık yiyeceklere önem verin. Protein saçların gelişimine oldukça katkı sağlar.

Yukarıdaki teknikleri uyguladığınız müddetçe saçlarınız çok daha bakımlı ve sağlıklı olacaktır. Bu sayede hayatınızda saç dökülmesi gibi can sıkıcı sorunlara yer olmayacaktır.

Küt Saç Modelleri Hangi Yüz Tipine Yakışır?

Bayanlar arasında oldukça popüler olan saç modellerinden biriside küt saçlardır. Küt saçlar kısa olduğundan dolayı herkese aynı derecede yakışmayabilir. Aslında her saç modelinin yakıştığı bir yüz tipi vardır. Bu yüzden küt saç tipide özellikle küçük yüzlü, gamzeli veya kısa bir çene ve düz bir yüze sahipseniz küt saç modelleri tam size göre demektir.

Küt saç modeli ayrıca kısa boylu bayanlarda daha şık durmaktadır. Bu yüzden vücut tipinize göre bu saç modelini seçmeniz çok daha mantıklı bir hareket olacaktır. Böylece kendinizi çok daha güzel gösterebilirsiniz. Ayrıca küt saç modellerinde göz rengi ve ten rengi de büyük önem taşımaktadır.

Beyaz tenli ve mavi gözlüyseniz sarı renge sahip bir küt saç modeli daha şık duracaktır. Fakat daha esmer bir tene sahipseniz, renk seçeneğiniz daha fazla olacaktır. Siyah, kızıl ya da kestane renkleri teninizle daha iyi uyum sağlayacaktır. Kısacası saçınızı kestirirken tüm bunlara hesaba katmanız gerekmektedir.

Kısacası küt saç modelleri genel olarak minyon yüze sahip olan bayanlarda daha güzel durmaktadır. Ayrıca küt saç modellerinin bakımı da daha rahattır. Çünkü küt saçlar daha kısadır ve kısa olan saçların bakımı daha rahat yapılabilmektedir. Saçınızı küt kestirmeye karar verdiğinizde bu tarz bilgileri bilmeniz size avantaj sağlayacaktır. Bu sayede size çok daha çok yakışacak bir saç modeline sahip olabilirsiniz.

26 Temmuz 2014 Cumartesi

Saç Uzatmak İçin Maske

Bayanların saçları ile ilgili en çok sorun yaşadığı kısımlardan biriside saçlarının yeterince uzamamasıdır. Saçın yeterince uzamamasının pek çok farklı nedeni olabilmektedir. Fakat nedeni ne olursa olsun saçlarınızı uzatmak yapacağınız belli başlı tedavi yöntemleriyle mümkündür. Bu tedavi yöntemlerinden biriside maskelerdir. Özellikle tarçın maskesi saç uzamasında oldukça etkili olan bir maskedir. Kısaca bu maskeden bahsedelim.


Tarçın Maskesi Malzemeleri

-1 adet yumurta
-2 yemek kaşığı kadar dul avrat otu yağı
-2 yemek kaşığı bal
-1 yemek kaşığı kadar tarçın

Tarçın Maskesi Malzemelerinin Faydaları Nelerdir?

Yumurta: Bildiğiniz gibi yumurta en önemli protein kaynaklarından birisidir. Saçların daha fazla uzaması için proteine ihtiyacı vardır. Bu yüzden yumurta bu maskenin hazırlanışında oldukça önemli bir role sahiptir. Yumurta akı saç kırılmasını engeller. Yumurta sarısı ise saçı besleyerek dolgunlaştırır.

Tarçın: Tarçın içerdiği mineraller sayesinde saç köklerini uyarır. Bu sayede saçlarınız çok daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde uzar. Ayrıca saç dökülmesine de engel olur.

Bal: Bal özellikle saç kuruluğuna ve dökülmesine iyi gelir. Bu özellikleri sayesinde bu maskede kullanılmaktadır.

Dul Avrat Otu: Bu bitki özellikle saçın ihtiyacı olan nem miktarını karşılamakla görevlidir. Aynı zamanda saç uzamasını sağlar.

Tarçın Maskesi Yapılışı

İlk olarak 4 adet malzemeyi bir kapta iyice karıştırın. Daha sonra fırına verin ve bir müddet ısıtın. Tarçınlar acılığını ve tazeliğini kaybetmeyecek kadar ısıttıktan sonra saçınızı hafif nemlendirin ve fırından çıkardığınız orta sıcaklıktaki karışımı saç köklerinize uygulayın. Daha sonra başınızı streçleyin ve yaklaşık olarak 1 saat kadar böyle bekleyin. Daha sonrasında saçınızı ılık suyla iyice yıkayın. İlk denemede bile saçlarınızdaki değişimi çok rahat bir şekilde fark edeceksiniz.

Saç Dökülmesini Önlemek İçin Nasıl Beslenmeliyiz?

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de insanların sıkıntı çektiği problemlerden birisi saç dökülmesidir. Saç dökülmesinin pek çok farklı nedeni bulunmaktadır. Stres, yaş, genetik ve beslenme en önemli nedenlerdir. Bunlar içerisinde özellikle beslenmeye ayrıca dikkat etmek gerekmektedir. Çünkü beslenme kötü olduğunda saç dökülme miktarı artmaktadır.


Saç dökülmesine engel olan pek çok besin vardır. Bu besinler hakkında bilgi sahibi olursak ileride bu tarz bir sorun çektiğinizde beslenmenize dikkat edebilirsiniz. Şimdi kısaca belli başlı saç dökülmesine faydalı olan besinlerden bahsedelim.

- Kuruyemiş içerdiği Omega-3 yağları sebebiyle saçlara çok iyi gelmektedir. Ayrıca içerisinde bulunan çinkolar da saç dökülmesine engel olmaktadır.

- Zeytinyağı saç dökülmesine oldukça iyi gelen bir besindir. İçerdiği E vitamini sayesinde saçlar daha kalın olur ve aynı zamanda korunur. Ayrıca zeytinyağı saç köklerini nemlendirerek rahatlamasını sağlar.

- Soya besin minerali açısından oldukça zengin bir besindir. İçerdiği E vitamini saç dökülmesine engel olmaktadır. Ayrıca soyanın içerisinde yer alan mineraller saç derisini besler. Beslenen saç derisi de saç uzamasına daha fazla katkı sağlar.

- Tam tahıl olan besinler B7 vitamini içermektedir. B7 vitamini saç dökülmesinin yanı sıra saçların grileşmesine de iyi gelmektedir.

- İstiridye çinko açısından oldukça zengin olan bir besindir. Çinko çok etkili bir antioksidan olmasının yanı sıra saç dökülmesine de oldukça iyi gelmektedir.

Yukarıdaki yiyecekler saç dökülmesine engel olmakla beraber vücudunuzdaki dolaşım sistemini düzenlemektedir. Bu yiyeceklerle beslenerek çok daha sağlıklı saçlara sahip olmanız mümkündür.

Saç Bakımı Nasıl Yapılmalı?

Saçlarımız en önemli aksesuarlarımızdan birisidir. Herhangi bir ortama girdiğimizde ilk olarak saçımızla dikkatleri üzerimize çekeriz. Bu sebepten dolayı saçlarımızın bakımını en iyi şekilde yapmamız gerekir. Fakat saç bakımı konusunda bilinmeyen pek çok bilgi vardır. Eğer bu bilgilere sahip olursanız, saç bakımınızı çok daha iyi bir şekilde yapabilirsiniz.


Saç bakımı konusunda ilk dikkat etmeniz gereken konulardan birisi saçlarınızın dolgun gözükmesidir. Saçlarınızın dolgun gözükmesi için uygulayabileceğiniz çok basit bir  yöntem vardır. Saçınızın ucuna süreceğiniz jöle ile saçınız çok daha sık ve dolgun gözükecektir. Fakat doğal bakım şampuanlarıyla saçınızı yıkamanız da bu konuda oldukça işe yarayacaktır. Bunun dışında saçınızın çok daha iyi olması için yapılabilecek bakım yöntemlerinden bahsedecek olursak;

- Kepeğe karşı oldukça etkili olan yöntemlerden birisi 3 litre suyla kaynatacağınız 300 gr ısırgan otudur. Bu suyu kaynattıktan sonra şampuanla yıkadığınızda saçlarınızdaki kepek sorunu büyük ölçüde engellenecektir.

- Saçların düzgün bir şekilde uzaması için her on ayda bir saç uçlarının kesilmesi gerekir. Bu sayede saçlar daha çok uzayabilir.

- Saçlara parlaklık katmak için uygulayabileceğiniz yöntemlerden biriside en son durulama suyunun içerisine bir kaşık limon suyu ve sirke eklemektir. Bu sayede saçlarınız daha parlak olacaktır.

- Saçlarınızı kuruturken dikkat etmeniz gereken kısımlardan birisi saçlarınızı öne eğmektir. Bu sayede ilk alt tarafları ve en son üst tarafları kurutursunuz. Dolayısıyla saçlarınız alttan kabarmaya başlar.

Bunlar gibi daha pek çok saç bakım yöntemi vardır. Bu yöntemleri evde kendi başınıza dahi yapabilirsiniz. Bu sayede ekstra ücret ödemek zorunda da kalmazsınız.

19 Temmuz 2014 Cumartesi

Saçlarla ilgili bilinmeyenler

Saçlar her birimiz için çok önemli bir faktör olduğundan sürekli olarak sağlıklı, parlak ve sağlam olmaları bizim için çok önemli bir konulardan biridir. Bu makalede saçlarla ilgili bazı ilginç bilgilere yer veriyoruz:

Saçlarla ilgili bilinmeyenler

  • Sağlığına göre saçlar alüminyum metali ile kıyaslanabilir yani 100-200 gr ağırlığa dayanabilirler. 
  • Saçlar hidroskopik özelliğe sahiptirler (nemi kendilerinde hapsederler). 
  • Saçlar onları identifikator gibi kullanabilecek bazı maddeleri koruyabilirler. 
  • Saç yaşama süresi erkeklerde 2 yıl, kadınlarda 3-4 kadardır. 
  • Kumral saçlar sayısına göre az, ama en kalın saçlardır. 
  • En çok saç sarı saçları olan insanlardadır. 
  • İlk saçlar anne rahminde olurken oluşur, yaklaşık gebeliğin 4-5 haftalarına denk gelir. 
  • Saç uzama hızı ortalama günde 0,4 mm oluşturuyor. 
  • Günlük olarak bir insan 200 saç kaybediyor. 
  • Saçların yapısı proteinden oluşuyor. 
  • Saç kökünün 3 hayat safhası vardır: anajen (gelişme safhası), katajen (geçiş safhası) ve telojen (rahatlık safhası). 
  • Kadınlar kelleşmeye daha az yatkındırlar, kadınların saç kökleri erkeklere kıyasla deride 2 mm daha derinde bulunur. 
  • İnsan derisinin % 95'i tüylerle kaplıdır. 
  • Saçın sayısı ve kalınlığı genetik olarak belirlenir: sarı saçlı insanlarda ortalama kalınlığı 50 mikron olmak üzere, 140000 saç, kızıllarda 100 mikron olmak üzere 80000 saç, kumrallarda ise 75 mikron olmak üzere 109000 saç oluşturuyor. 
  • Çeşitli nedenlerden dolayı ortalama gezegenin % 60-70 erkekleri ve % 30-40 kadınları saçlarının dökülmesinden şikayetçidir. 
  • Saçlar % 97 proteinden, % 3 ise sudan oluşur. 
  • Hayat boyu bir saç folekülünden tahmini 20 tüy çıkıyor. 
  • Saçları yıkamak için en uygun sıcaklık 35-40 derecedir. 
  • Her kirpik 100 gün yaşıyor. 
  • Saçlar her gün taranmayı seviyor. Taranma çeşitli yönlerde olmak üzere, en az 10-15 dakika sürmelidir ki saçlarınız sağlam, kalın ve parlak olsun. 
  • Saçlarınız dökülüyorsa ilk olarak laboratuvar analiz aracı ile demirin seviyesini kontrol ettirin. 
  • Diğer vakitlere göre günün birinci yarısı ve akşamları saçlar daha çok uzar. 
  • En uzun saçlar 14-17 yaşlarda uzar, sonra yıllar geçtikçe daha kısa ve daha ince olurlar. 
  • Normal saçlar doğal parlaklığı ve esnekliği ile ayrılırlar. Her saçın dış tabakasını oluşturan keratin pullar, yağ bezlerinin salgıladığı salgı sayesinde esasen birbirine yoğun olarak yapışarak saçlara parlaklık verir ve sağlıklı görünümü sağlıyor. Hatta birkaç kez kıvrıldıklarında da kırılmayarak önceki durumunu alır. 
  • Saç esnekliği ve parlaklığının bağlı olduğu yağ bezleri, iyi çalışmıyorsa ve az salgı salgılıyorsa saç derisi kuru olur ve üzerinde kabuklanan pullarla (kepek) kaplanır.

Reklam Alanı

Reklam Alanı

İlk Adsensem